Öğrenilmiş çaresizlik, herhangi bir durum veya olay karşısında başarısızlık yaşanması veya istenmeyen durumların ortaya çıkmasıyla hiçbir şeyin değişmeyeceği inancının oluşmasıdır. Bu inanç sonucunda, gelecekte karşılaşılabilecek benzer durumlarda, başarıya yada hedefe ulaşmanın mümkün olmadığı düşüncesi yerleşir. Birey bu durumda pasifleşir, başarıya ulaşılabilecek bir durum olsa bile başarmak için cesaret gösteremez ve kendine olan inancı zayıflar. “Bir kere oldu, başaramadım; tekrar denemeye gerek yok.” gibi düşüncelerle hiçbir şey yapmaz. Bizler yaşadığımız sürece, dünyaya ilk gözlerimizi açtığımız andan itibaren sürekli bir şeyler öğreniriz. Çaresizlik de öğrenilen bir duygudur ve çoğunlukla bireylerin başarıyla sonuçlanabilecek eylemlerini başarısızlığa iter. Öğrenilmiş çaresizlik ilk kez 1960’lı yıllarda, Martin Seligman ve arkadaşları tarafından Pennsylvania Üniversitesi’nde köpekler üzerinde yapılan deneylerde gözlemlenen bir davranış neticesinde kullanılan bir kavram olmuştur.
Bu deneyden kısaca bahsedecek olursak: Köpekler üç gruba ayrılmıştır. İlk gruptaki köpeklere hiçbir şey yapılmamıştır. İkinci gruptaki köpeklere elektrik şoku verilmiş, fakat yanlarındaki düğmeye bastıklarında şok kesilmiştir. Bu köpekler çabalarının bir sonuç getirdiğini öğrenmiştir. Üçüncü gruptaki köpeklere de elektrik şoku verilmiş ancak hiçbir şekilde şoku durdurma imkânı verilmemiştir. Bu nedenle “ne yaparsam yapayım, sonuç değişmeyecek” düşüncesini öğrenmişlerdir. Daha sonra tüm köpekler, engeli aşarak elektrikten kaçabilecekleri bir düzeneğe konulmuştur. İlk iki gruptaki köpekler engeli aşıp kaçarken, üçüncü gruptaki köpekler kaçabilecekleri hâlde hareketsiz kalmıştır. Çünkü onlar artık çaresizliği öğrenmişlerdi ve sonucun değişeceğini düşünmemişlerdi.
Öğrenilmiş çaresizlik bireysel bir psikolojik olgu olarak ortaya çıkmakla birlikte, toplumsal bağlamda da kurumlar ve yapılar aracılığıyla şekillenir. Kişi, bireysel deneyimlerinde sürekli engellenme, başarısızlık ya da kontrolsüzlük yaşadığında çaba göstermeyi bırakabilir. Benzer şekilde toplumda da eğitim sistemi, ekonomi, siyaset ve aile gibi kurumlar, bireylerde çaresizlik duygusu oluşturabilir.
Örneğin, eğitim sisteminde sürekli başarısızlık yaşayan bir öğrenci, çalışsa bile başarılı olacağını düşünmüyor ve “zaten yapamayacağım” diye düşünerek ders çalışmayı bırakabiliyor. İlişkiler konusunda ise birey geçmişte sürekli reddedilmiş veya aldatılmışsa, “zaten beni kimse sevmeyecek” diye düşünüyor ve yeni bir ilişkiye başlayamayarak kendini ilişkilere kapatıyor.
Peki, bunları söylemek veya düşünmek ne kadar doğru? Gerçekten girmediğin bir sınavda daha denemeden başarısız mı olacaksın? Başlamadığın bir ilişkiyi “hepsi aynı” diye kestirip atacak mısın? Öğrenilmiş çaresizlik, düşünce yapımızla ilgili bir tuzaktır. Fakat küçük adımlar, başarı deneyimleri ve doğru destekle aşılabilir. Bu düşünceleri bir anda yıkmak zordur; inanıp tekrar denediğin zaman geçmişteki benzer şeyler yaşanırsa durum pekişmiş olur.
Küçük hedefler koyup örneğin eğitim için “bugün bu kadar soru çözeceğim,” “bugün bu konuyu bitireceğim” gibi küçük adımlarla başlayıp ilerlenebilir. İlişkilerde ise öncelik, güvenli ilişkiler kurarak olumsuz genellemeyi sorgulamak ve kendine değer vermeyi öğrenmektir. Birey, küçük hedefler belirleyerek başarı deneyimleri yaşayabilir, olumlu iç konuşmalarla kendini cesaretlendirebilir ve güvenli ilişkilerle tekrar denemeyi öğrenebilir. Her bir adım, bireyin ve toplumun umut ve dayanıklılığını yeniden inşa etmesine olanak tanır. Toplumsal düzeyde ise adaletli kurumlar, katılımı destekleyen yapılar ile bu zincir kırılabilir.
Çaresizliği nasıl öğrendiysek, bu çaresizliğin her konuda aynı olmayacağını, denemekten zarar gelmeyeceğini, büyük adımlar atamıyorsak bile küçük adımlar atmaktan geri durmamayı da öğreneceğiz. Çaresizliği değil, tekrar tekrar denemeyi genelleştireceğiz ve bu zinciri kıracağız.
Sena TÖRNÜK
KAYNAKÇA
Aktan, C. C., & Yay, S. (2016). Öğrenilmiş çaresizlik ve değişime karşı pasif direnç. Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi, 8(2), 57–67. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/437960
Easy Sociology. (2024, July 31). Learned helplessness. Easy Sociology. https://easysociology.com/sociology-of-inequalities/learned-helplessness/
Üzümlü, A. M. (2022). Kurumsal iletişimin gizli bariyeri: Öğrenilmiş çaresizlik. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 23(2), 472–480. https://doi.org/10.33437/ksusbd.696956