Giriş
Psikoterapi, insanın iç dünyasını anlamaya yönelik en özel alanlardan biridir. Ancak bireysel hikâyeler, çoğu zaman politik ve toplumsal bağlamdan bağımsız değildir. Geleneksel yaklaşım, terapistin politik görüşlerini açıklamaması ve “nötr” kalması gerektiğini savunur. Bu anlayış, etik ilkelere uygun bir tarafsızlık gibi görünse de, günümüzde artan politik kutuplaşma ve sosyal adaletsizlikler karşısında sorgulanmaktadır.
Politik Bağlamın Terapideki Rolü
Silvi Saxena’nın 2025 yılında Mad in America’da yayımlanan makalesi, terapide politik nötrlüğün artık mümkün olmadığını ve hatta zararlı olabileceğini ileri sürmektedir. Sağlık hizmetlerine erişim engelleri, ekonomik eşitsizlikler, ayrımcılık ve sistematik baskılar, danışanların ruhsal sağlığını doğrudan etkileyen unsurlardır. Bu gerçeklikler göz ardı edildiğinde, terapötik süreç danışanın yaşadığı travmayı bütünsel olarak ele alma kapasitesini yitirebilir.
Terapist-Danışan İttifakı ve Politik Yakınlık
2019 yılında yapılan bir araştırmada, terapistlerin %87’si seanslarda politik konuların gündeme geldiğini, %63’ü ise kendi politik görüşlerini danışanlarıyla paylaştığını bildirmiştir. Politik görüşlerin paylaşılması, özellikle terapist ve danışanın değerlerinin örtüştüğü durumlarda terapötik ittifakı güçlendirebilmektedir. Ancak değerlerin çeliştiği durumlarda bu paylaşım, terapötik güveni zedeleyebilir.
Etik İkilemler ve Şeffaflık
Terapistin politik duruşunu açıklaması, bazı danışanlar için güven verici olabilirken, bazıları için tehdit edici bir unsur hâline gelebilir. Özellikle politik olarak azınlıkta kalan veya sistematik olarak dışlanmış gruplardan gelen danışanlar, terapistin sessiz kalmasını, yaşadıkları baskının görünmez kılınması olarak algılayabilir. Bu nedenle, terapistin amacı politik propagandadan kaçınmak olsa da, danışanın yaşadığı sosyal bağlamı anlamak için hassasiyet göstermesi gerekir.
Feminist Terapi ve Politik Farkındalık
Feminist terapi gibi bazı ekoller, politik bilinci sürecin merkezine koyar. Feminist terapistler, danışanın yaşadığı zorlukları yalnızca bireysel değil, toplumsal bir bağlam içinde değerlendirir. Örneğin, cinsiyet temelli ayrımcılık, ücret eşitsizliği veya aile içi şiddet, yalnızca bireysel sorunlar değil, aynı zamanda politik meselelerdir.
Kültür Savaşları ve Terapi Odası
“Kültür savaşları” olarak adlandırılan politik çatışmalar, danışan ve terapist arasında doğrudan veya dolaylı olarak gündeme gelebilir. Bu çatışmalar, doğru yönetildiğinde terapötik ilişkiyi derinleştirebilir. Ancak yanlış ele alındığında, taraflar arasında güven kaybına yol açabilir. Bu nedenle terapist, politik konulara girerken empati, aktif dinleme ve açık iletişim becerilerini ön planda tutmalıdır.
Güncel Saha Örnekleri
The Guardian’ın 2025 tarihli bir haberinde, ABD’deki bazı terapistlerin Trump dönemi politikalarının trans bireyler üzerindeki etkilerini doğrudan ele aldığı belirtilmektedir. Bazı terapistler, danışanlarına güven vermek amacıyla politik görüşlerini paylaşmayı tercih etmiş, bazıları ise görüşlerini açıklamadan, danışanın değerleri üzerinden köprü kurmayı seçmiştir.
Sonuç: Nötrlükten Duyarlılığa Geçiş
Terapide politik nötrlük artık mutlak bir kural olarak görülemez. Modern psikoterapi, danışanın yaşadığı sosyal ve politik bağlamı dikkate alan, duyarlı ve kapsayıcı bir yaklaşım gerektirir. Politik farkındalık, terapistin ideolojik bir taraf olması anlamına gelmez; danışanın gerçekliğini bütün boyutlarıyla anlamak anlamına gelir.
YASİN CELAL KÖSE
Kaynakça:
– Saxena, S. (2025). Therapists’ Neutrality Is No Longer an Option. Mad in America.
– Winter, L. A. (2021). Politics Pervade the Practice of Therapy. Mad in America.
– Milton, M., & Legg, C. (2010). Politics in Psychotherapy: Therapists’ Responses to Political Material. Counselling Psychology Review.
– The Guardian (2025). Therapist–Trump Politics Mental Health Report.
– Feminist Therapy. (2024). Wikipedia.
– American Psychological Association (2019). Political Disclosure and the Therapeutic Alliance Study.